Genel olarak şampiyonların kazanma oranları Elemental Vadi türüne bağlı olarak önemli ölçüde değişmiyor (en büyük değişiklik %1). Bize göre ideal olanı da bu zaten. Zira farklı Vadiler yeni bir harita düzeni oluşturuyor, takımlardan birine daha çok avantaj sağlamıyor. 

Haritayı daha dar ve karanlık hale getiren Elemental Vadilerin (Okyanus ve Dağ) pusu kurmak için muhteşem fırsatlar sunması; fakat aynı zamanda savunmaları arttıran güçlendirmelerle birlikte gelmesi de bir başka dengeleme unsuru. Sonuç olarak etkilerin çoğu birbirini dengeliyor. 

Hepimizin Okyanus Vadisi’nde çılgın performanslar sergileyeceğini düşündüğü Rengar’sa, ilginç bir şekilde o haritada biraz daha kötü. Şampiyonun performansının en yüksek olduğu harita Alev Vadisi. Muhtemelen kazandığı hasar güçlendirmesinin, anlık hasar veren yetenek setiyle iyi bir sinerji oluşturmasından kaynaklanıyor. Ancak Rengar’ın kazanma oranı bile en kötü haritada %0,25’lik bir düşüş, en iyi haritadaysa %0,31’lik bir artış gösteriyor. Yani hangi haritanın geldiğinden ziyade, oynayış tarzınız daha büyük bir etkiye sahip.

Öncelikle Arakçı’yı neden kaldırdığımızdan bahsedelim. Arakçı iki avantaj sağlıyordu: Faydalanabileceğiniz tek kullanımlık eşyalar veriyordu ve uzun vadede altın kazandırıyordu. 8. Sezon’un sonlarına doğru bu avantajların, rünü diğerlerine kıyasla daha kolay tetikleyebilen birkaç şampiyonun dışında başkaları için yeterince etkili olmadığı bariz hale geldi. Dolayısıyla 9. Sezon’da Ezreal ve Gangplank haricinde diğerlerinin de ideal durum sağlanması halinde rünü tercih etmesi için bu avantajlardan birine odaklandık ve onun kullanım alanını genişletmeye çalıştık.

LoL’deki tek kullanımlık eşyalar oynanış açısından epey sıkıcı (ya nitelik sağlıyorlar ya da çeşitli yollardan yenilenme kazandırıyorlar). Bu yüzden Arakçı’yı oyunculara altın avantajı sunan, minyon biçmeye yönelik bir rün haline getirdik. Sürekli minyon skoru almaya odaklanan rakibinizi, sıkıcı koridor aşamalarında cezalandırmak için birebirdi. Fakat bu deneyim rakipler için fazlasıyla kötüydü, zira menzilli – yakın dövüşçü karşılaşmalarında yakın dövüşçüler çok büyük bir dezavantaja sahip oluyordu.

Kabul edilebilir tek kullanımlık eşyaları da kaldırdığımız ve Arakçı’yı bir ekonomi rünü olarak korumak istemediğimiz için, daha büyük çaplı bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu biliyorduk.

İlk adımımız havalı, kısa süreli ilaveler oluşturup oluşturamayacağımızı görmekti. Eğer LoL’deki mevcut tek kullanımlık eşyalarla sınırlı değilsek, tatmin edici bir oynanış sunabilir miydik? Bu doğrultuda makul ölçüde verimli olan bazı yöntemler de keşfettik. Rün bir aşamada, bariz kuvvetli yönleri olan beş güçlendirmeden birini dakikada bir size sunuyordu. Mesela Çalı Pususu güçlendirmesi çalıdan çıktığınızda hasar ile sürat artışı kazandırıyordu ve Fetih güçlendirmesi de hedeflere ilave hasar vermenizi sağlıyordu. Fakat bu tarz güçlendirmelerin rün sistemi için fazlasıyla karmaşık olduğunu biliyorduk. Doğal olarak rünü başka anahtar rünler verecek şekilde değiştirdik. Oyuncuların öğrenmesi gereken yeni bir mekanik eklemediğimiz için rün daha kolay anlaşılıyordu ve bir yandan da oyunculara akıllıca kararlar alma fırsatı sunabiliyorduk.

Tüm bunların yanı sıra Heptaş bir şampiyon rününden ziyade, “oyuncu tarzı” rünü. Bazı oyuncuların onunla oynamanın eğlenceli yollarını bulacağını biliyoruz. Tabii böyle mini oyunların herkesin hoşuna gitmediğinin de farkındayız. Heptaş, ideal durumda kimsenin almak zorunda hissetmeyeceği etkili bir rün olmalı. Şu anda bu hedefimizi tam olarak gerçekleştiremedik ama neyse ki oyunu düzenli aralıklarla güncelliyoruz. Anahtar rün ve şampiyon ayarlamaları birbirleriyle gerçekten de ilişkili hale geldiği için, oyunculara rünler aracılığıyla sunmak istediğimiz seçenekleri sınırlıyor. Umarız Heptaş bu ezberi bozar.

Bu harika ve tartışmaya açık bir soru! Ancak ilk olarak ustalık eğrileri hakkında konuşalım. Geçmişte bu konudan “Oynanış Gündemi” yazılarımızda bahsetmiştik ama yine de ufak bir hatırlatma yapalım:

Ustalık eğrisi bir şampiyonun performansının, oyuncunun onunla oynadığı oyun sayısına bağlı olarak nasıl bir gelişim gösterdiğidir. Genel olarak bu gelişimi deneyimli oyuncular için 30 oyun; usta oyuncular içinse 100 oyun üzerinden inceliyoruz. 

Bazı şampiyonlarda deneyimli hale geldiğinizde kazanma oranları epey yükseliyor (örneğin Zoe ve Azir, 30 oyunun ardından %11 civarı bir artış gösterebiliyor). Bu tarz şampiyonları oynamak daha zor ve onlarla başarısız olmak daha kolay. Şampiyonu öğrendikçe ve başarısız olma oranını düşürdükçe çabucak bunun karşılığını alıyorsunuz. Diğer şampiyonlarsa daha büyük bir hata payına sahip. Dolayısıyla çok ustalaşsanız bile kazanma oranlarında çok büyük bir artış olmayabiliyor (mesela Varus ve Brand %2-4 civarı bir artışa sahip). 

30 oyun sonunda, çoğu şampiyonun performansı belli bir düzeye ulaşıyor ve sonraki oyunlar ustalık eğrisini gitgide daha az etkiliyor. Ancak bazı şampiyonlar bu noktadan sonra da hatırı sayılır bir artış gösteriyor. Kazanma oranları 100, hatta 200 oyundan sonra bile artabiliyor. Ben asıl ustalığın da burada olduğunu düşünüyorum. İlk 30 oyun alışma süreci ve kişinin hata oranı çoğu zaman bu süreçte düşüyor. Temel mekanikleri öğrendikten ve hata yapmayı bıraktıktan sonraki 100 oyunda, şampiyonda gerçekten ustalaşmaya ve yetenek setinin tümünden faydalanmaya başlıyorsunuz. 

Bazı şampiyonların ilk 30 oyundaki eğrisi çok dik ama 100 oyun eğrisi epey düz. Diğerlerininkiyse tam tersi. Bunların nasıl farkları olduğunu göstermek için bazı örneklerden faydalanalım. Aradaki farkı açıkça belirtmek için, buraya şampiyonların ilk 30 ve 200 oyundaki durumlarını ekliyorum:

• Renekton ilk 30 oyun boyunca kazanma oranında %4’lük bir artış gösteriyor ve sonraki 170 oyunda da aynı miktarda artış gösteriyor. 
• Anivia ilk 30 oyun boyunca kazanma oranında %10 civarı bir artış gösterirken, sonraki 170 oyunda %2 civarı bir artış gösteriyor. 
• Rengar ilk 30 oyun boyunca kazanma oranında %8’lik ve sonraki 170 oyununda %7’lik bir artış gösteriyor!

Tüm bunları aklımızın bir köşesinde tutarak Aphelios’u inceleyelim. Daha önce de pek çok kez söylediğimiz gibi onu oynamak çok zor. Dolayısıyla konunun uzmanları, Aphelios’un ilk 30 oyununda kazanma oranının %10-12 civarı, 100. oyununa ulaştığındaysa %4-5 civarı bir artış daha göstereceğini düşünüyor. Yani aşağı yukarı oyundaki en dik ustalık eğrisine sahip şampiyon.

Ama daha önce de belirttiğim gibi bu tartışmalı bir durum! Ben şahsen ilk 30 oyununda tahminlerden biraz daha düşük bir kazanma oranı artışı sergileyeceğine inanıyorum; zira Aphelios’un başarısız olma eğilimi, yüksek ustalık gerektiren diğer şampiyonlara kıyasla daha düşük. Onu geleneksel bir nişancı gibi oynarsanız kısmen başarılı olabilirsiniz. Ancak tüm silahları tamamen anlamak ve silah sırasını kavrayarak önceden plan yapmak ya da uygun tepkileri vermek çok uzun vadede avantaj sağlayan, kazanılması çok güç bir beceri. Bu yüzden Aphelios’un 100. ve 200. oyunlarından sonra da kazanma oranında artış göstereceğini düşünüyorum ve işte tam da bu noktada, oyunda tamamen ustalaşması en zor şampiyon olarak farkını belli edeceğini tahmin ediyorum!