Saldırı menzili, LoL’deki belki de en güçlü nitelik. Bazen başka bir oyuncuya bir şampiyonun neden güçlü olduğunu açıklamak istediğimizde, sadece saldırı menzilini söylemek bile yetebiliyor (“Caitlyn’in menzili 650, metadan kolay kolay çıkmaz”). Bir yandan da her şampiyonun güç havuzu birbirine olabildiğince denk olmalı. Yani bir şampiyonun saldırı menzili ne kadar uzunsa, yetenek setinin geri kalanına o kadar az güç verebiliyoruz.

Birbirine en çok benzeyen şampiyonlar nişancı kümesinde yer alıyor. Farklı nişancıları oynama deneyimini birbirinden ayrıştırabilmek için uğraşıyoruz. Kai’Sa’nın da Xayah’nın da ait oldukları şampiyon sınıfının sınırlarını zorlayan, SG taşıyıcılara koyacağımızı asla düşünmediğimiz güçlü yönleri (suikast yapabilme, hedeflenememe) var. Bu yüzden onlara diğer taşıyıcılarla aynı menzili verip onları sıradanlaştırmak istemedik. Şampiyonlarımızın etkileşimli yönleri ve anlamlı zayıf noktaları olmalı. Dolayısıyla bu ikisinin menzilinin diğer nişancılardan kısa olması bize makul göründü.

Bir diğer yandan, Kalista ve Tristana anlamlı birer zayıflığı olmadığı sık sık görülen iki şampiyon. Geçmişte bunu telafi etmek için taban hasar ya da saldırı hızı artışı gibi şeyleri düzenleme yoluna gittik. Bu yaklaşım kısa vadede işe yaradı ama aynı sorunlar birkaç ay sonra yeniden ortaya çıktı. Bu şampiyonların güçlü yönlerini sulandırmak yerine, kendilerine has yönlerini koruyup saldırı menzillerini değiştirerek yeni zayıf noktalar oluşturmayı tercih ettik. Böyle değişiklikleri laf olsun diye yapmamaya çalışıyoruz. Tristana ve Kalista’da da yaptığımız seçimin yararlarının, bedelini dengelediğini düşünüyoruz.

Ağır silahlar kullanan silahşor temasına uygun, ilgi çekici yetenek setleri ya da karakter konseptleri buldukça yeni, uzun menzile atış yapabilen nişancı şampiyonlar çıkarmaya devam edeceğiz. Ayrıca yakın gelecekte başka bir nişancının saldırı menzilini kısaltmayı da düşünmüyoruz.

Her karakter sınıfının neler yapabileceği konusunda belirlemiş olduğumuz hedeflerimiz var. Dolayısıyla bu soruyu sormakta çok haklısınız. Suikastçıların “tek hedefe anlık hasar veren” karakterler olmasını amaçlıyoruz. Ama asıl amacımızdan (tek hedefe anlık hasar) uzaklaşmadığımız sürece, her eylemi ve yeteneği bu amaca göre sınırlandıracak değiliz.

Mesela Ekko’yla Talon’un alan etkili yetenekleri var. Bizce bu sorun değil çünkü Twitch, Cassiopeia ve Karthus gibi başka şampiyonlarla karşılaştırırsak, onların verdiği şekilde sürekli alan hasarı vermiyorlar. Biraz daha detaylandıracak olursak, suikastçıların 10 saniyelik bir takım çatışmasında verdiği toplam hasarın %50’den azının alan etkili olmasını bekleriz.

Genel bir not düşelim: son yıllarda şampiyon tasarımında alan etkili yeteneklere daha çok yer vermeye başladık. Çünkü alan etkili yetenekler bize yetenek biçimi, zamanlama, verilmesi gereken kararlar ve bağlam açısından çok daha heyecan verici seçenekler sunuyor. Örneğin Ekko’nun Q’su isabet ettiği hedef sayısı açısından pek çok farklı ve ilginç sonuç veriyor, atılma hareketleriyle bombanın yönü dramatik şekilde değiştirilebiliyor ve minyon dalgası üzerinde kullanılarak ikinci aşaması daha erken tetiklenebiliyor.

Bu arada Katarina gibi birkaç istisnada bu kuralımızı kasten bozmuş olduğumuzu da söyleyelim. Bu sayede şampiyona, sahip olmak için başka şeylerden vazgeçmesi gereken özel bir güç vermiş oluyoruz. Mesela Katarina, çok daha az alan etkili hasar veren Zed gibi şampiyonlarla karşılaştırıldığında tek hedefe suikast yapma ve istediği zaman agresif bir şekilde hareketli olabilme olanağını feda ediyor.

Kai’Sa’nın zırhının açık yakasının oyuncular tarafından hoş karşılanmadığını ve niyetimiz kesinlikle bu olmadığı halde onu gereksiz bir şekilde seksi gösterdiğini kabul ediyoruz.

Geliştirme sürecinin en başından beri Kai’Sa’nın Hiçlik’ten kaçmış ama onun tarafından yozlaştırılıp kötüleşmiş biri değil, bir Hiçlik yaratığıyla ortak yaşam kurarak Hiçlik’te hayatta kalabilmiş sıradan bir insan olmasını istiyorduk. Onu diğer Hiçlik şampiyonlarından ayıranın bu durumu olacağını düşünüyorduk. Ayrıca yakın zaman önce bir güç tarafından yozlaştırılmış insan temalı bir şampiyon çıkardık zaten (Kayn). Bu nedenle, Kai’Sa’nın Hiçlik nedeniyle ortaya çıkmış bir ucube değil, bir Hiçlik yaratığını giysi gibi giyen bir insan olduğunu belli edebilmek bizim için çok önemliydi.

Başlarda, Kai’Sa’nın zırhı bu kadar “dekolte” değildi. Fakat onu oyuna eklediğimizde, siyah saçlarının zırhıyla bir araya gelince onu “Hiçlik zırhı giyen normal insan”dan çok “Hiçlik yaratığı ya da Hiçlik’in yozlaştırdığı insan”a benzettiğini gördük. Çünkü yüzündeki insan derisi ekranda çok küçük görünüyor ve oyunun kamera açısı nedeniyle pek belli olmuyordu. Çizerlerimiz bu sorunu çözmek için pek çok yöntem denedi. En çok işe yarayan, zırhın yakasını açmak oldu. Bu sayede maskesi takılı değilken insan derisi rahatça görülüyordu. Bu değişiklikten sonra, Kai’sa’nın yozlaşmış değil zırh giyen bir insan olduğunu oyunu test edenlerin daha çoğu anladı.

Dönüp baktığımızda ve gelen oyuncu tepkilerini göz önüne aldığımızda görüyoruz ki bu sorunu çözmek için başka çareler aramaya öncelik vermeliymişiz. Niyetimiz iyiydi ama yine de daha doğru hareket edebilirmişiz. Gelecekte bu tür kararlar alırken daha da bilinçli davranmaya çalışacağız.